Aile Şirketleri Kurumsallaşmalı mı?
Birçok patrona göre kurum olmak demek “patronun emirlerine uymak” demektir. Makyajlanmak iyi bir şey ancak, davranışa dönüşmeyen süreçlerin olduğu bir şirkette kurumlaşmadan sözedilemez. Üçüncü bin
Birçok patrona göre kurum olmak demek “patronun emirlerine uymak” demektir. Makyajlanmak iyi bir şey ancak, davranışa dönüşmeyen süreçlerin olduğu bir şirkette kurumlaşmadan sözedilemez. Üçüncü bin
Bu Küresel Salgın; Dünya’da da, Ülkemiz’de de sönümlenecek elbette. Birkaç hafta içinde değilse de, birkaç çeyrek (üç aylık dönem) sonrasında -giderek- etkisini yitirecek. Ekonomik, finansal,
İkinci günü’nde bulunduğumuz 2021 Yılı için güzel dilekler yazmaktan ve okumaktan yorulmadınız mı?.. 2020 için de öyle yapmıştık, yetmedi demek ki!.. “Umut Etmek”le yetinmek yetmiyor,
Birey, aile, takım, kurum, meslek, sektör ve toplum olarak, her türlü “kriz tablosu”na; her zaman, her anlamda ve her bağlamda, dayanıklı olabilmeliyiz. “Psikolojik Sermaye, “Psiko-Sosyal
Örgütsel Çeviklik, şu demektir: Hız, dinamizm, esneklik, fırsatları ve riskleri gecikmeden yönetme, rakiplerin inovasyon (yenilikçilik) hamlelerine derhal cevap verme, değişime-dönüşüme ayak uydurabilme, dış çevre değişkenlerine
Bu “yaşanmış öykü”yü bilirsiniz: ABD – İspanya Savaşı’nda (1898), ABD Cumhurbaşkanı McKinley’in Küba’lı General Garcia’ya yazdığı mektubun, Üsteğmen Rowan tarafından kendisine götürülmesini anlatır. Garcia’nın nerede
“Psikolojik Yörüngemiz”i, yapıcı değerlerimiz ve ilkelerimiz ile yaşamımıza anlam katan hedeflerimiz çizgisinden kaydırmakta olan COVID-19 Küresel Salgını; bizleri, Ruh Sağlığımız açısından da kuşatmaya başladı. Bu
Yalnızca bireyler için mi geçerlidir, bu yazının başlığı? Bana soracak olursanız; Aileler, Gerçek ve Sanal Gruplar, Şirketler, Sektörler, Kurum ve Kuruluşlar, Toplum Kesimleri, Milletler ve
“Kehanet”; “bir olayın gerçekleşeceğini önceden bilme, gelecekte olacak olanı tahmin etme” çerçevesinde tanımlanmaktadır. “Kendini Gerçekleştiren Kehanet” yaklaşımı’nın temelinde; “inançların ve düşüncelerin, davranışlara yansıması ve davranışlarda
Cümlenin yükünü üstlenen unsurdur, yüklem. Bazı insanlar, cümlenin yüklem ögesini anımsatır bana. Bu kişiler, özel yaşamdaki ilişkilerde, yükü yüklenen kişilerdir. İş yaşantısındaki işlerde ve ilişkilerde,
Adana Demirspor, 1940’lı yıllarda, “Su Topu Takımı” kurar. Takımın başına, o yıllarda yirmili yaşlarında olan Muharrem Gülergin getirilir. Olanaksızlık nedeniyle, DSİ’nin Su Kanalları’nda antrenman yaptırır,
Eski adıyla “İlkokul” yıllarınızda, siz de Fasulye Çimlendirme Ödevi yapmış olmalısınız. Nemlendirilmiş pamukların kucakladığı fasulyenin yeşermesine tanık olmuşsunuzdur. Neler fısıldamıştı size; o, beyazdan doğan yeşil?