Eski adıyla “İlkokul” yıllarınızda, siz de Fasulye Çimlendirme Ödevi yapmış olmalısınız. Nemlendirilmiş pamukların kucakladığı fasulyenin yeşermesine tanık olmuşsunuzdur.
Neler fısıldamıştı size; o, beyazdan doğan yeşil?
Çok sıradan bir olaydı sizin için, belki de…
Aklıma geldi; geçenlerde fasulye çimlendirdim, yıllar ve yıllar sonra.
Dersler vardı alınacak, bu çimlenme yolculuğunda…
Dersler verdi yaşanacak, bu yeşerme yolculuğu…
İnanır mısınız; beyazdan yeşile dönüşümün şarkısını dinlediğimde, utandım o fasulye tanesinden.
Onun güçlü yaşam enerjisinden utandım. Alçak gönüllü kararlılığından ve bilge sabrından utandım…
Uygun koşullar sağlandığında ortaya çıkan o cevherden utandım. Zamanı geldiğinde harekete geçmekte zaman yitirmeyen o gizilgüçten utandım…
Bir fasulye tanesi bu denli farkında iken enerjisinin, bu konudaki “farkındasızlık durumum” utandırdı beni. Bir fasulye tanesi kendini bu ölçüde tanırken, “kendimi tanımazlığım” neden oldu utanmama. Bir fasulye tanesi bu derecede zamanlama ustası olabilirken, bir türlü aşamadığım “zamanlama çıraklığı” yol açtı utanma duyguma…
Tüm canlılar (belki de, cansızlar da) “yaşam savaşçısı enerjisi” ile donatılmışken, savaşçı yanımın zaman zaman aşınması üzerine düşündüm uzun uzun.
Nemlendirilmiş pamuk yeterli olurken fasulyenin yaşam enerjisinin uyanmasına, bazen ayakları üzerinde durmakta zorlanan savaşçı yönümü düşündüm.
Çevremdeki insanları, kurumları düşündüm. Yaşam enerjisi dağıtımındaki adalete karşın, insanların ve kurumların yaşadığı ataleti ve rehaveti düşündüm.
Yaşamda daha sahaya çıkmadan yenilgiyi kabullenenleri düşündüm. Yaşamdan bir gol yediklerinde, kazanma azmini yitirenleri düşündüm. Maçın uzatma dakikalarında, yaşam enerjisi bağları çözülenleri düşündüm.
Bu insanlara, bu kurumlara, bu toplumlara şöyle seslenmek geldi içimden:
“Heeey! Yaşam enerjinizi çimlendirebilirsiniz. “Yaşam savaşçısı ruhunuz”u yeşertebilirsiniz. Bakınız, bir fasulye tanesi bunu başarabiliyor. Pes etmek yok!..
Prof. Dr. İsmail ÜSTEL
iletişim için: ismail@ceviksirket.com