Dr. M. Naci Çuhacı
Özet
Bu çalışma, toplumsal yapının ve iş dünyasının karşı karşıya kaldığı etik ve davranışsal sorunların kökeninde çocuklukta yeterince yapılandırılamayan temel değerler eğitimi sorununun yattığını savunmaktadır. Değerler eğitiminin, yalnızca bireysel gelişimin değil; toplumsal uyumun, kurumsal verimliliğin ve sürdürülebilir kalkınmanın da vazgeçilmez bir bileşeni olduğu vurgulanmaktadır. Özellikle özel sektörün sosyal sorumluluk anlayışını yeniden tanımlayarak, bu alana stratejik yatırım yapmasının önemi ele alınmaktadır.
1. Giriş
Toplumların temel yapı taşı olan bireylerin davranışlarını belirleyen en önemli unsurlardan biri, çocukluk döneminde içselleştirilen etik ve ahlaki değerlerdir. Aile, okul ve sosyal çevre ile şekillenen bu değerler, bireyin yaşamı boyunca göstereceği tutum ve kararları doğrudan etkiler. Ne var ki, günümüzde eğitim sisteminin ve aile yapılarının çeşitli nedenlerle bu sorumluluğu yeterince yerine getirememesi, iş dünyasından gündelik yaşama kadar pek çok alanda sorunların ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
2. Değerler Eğitiminin Önemi ve Stratejik Boyutu
Bir çocuğu eğitmek, bir yetişkini dönüştürmekten hem pedagojik hem de psikososyal olarak daha etkin ve kalıcıdır. Bu nedenle, değerler eğitimi yalnızca bir pedagojik tercih değil, uzun vadeli bir toplumsal yatırım olarak ele alınmalıdır. Saygı, dürüstlük, sorumluluk, adalet, empati ve hoşgörü gibi temel değerlerin çocuklukta kazandırılamadığı toplumlarda; işyerlerinde mobbing, kurum içi güvensizlik, toplumsal kutuplaşma ve etik dışı uygulamalar yaygınlaşmaktadır.
3. Sosyal Sorumluluk Anlayışının Yeniden Tanımlanması
Günümüzde birçok kurum, sosyal sorumluluk projeleri aracılığıyla marka imajını güçlendirme amacı gütmektedir. Ancak bu projelerin çoğu, sürdürülebilir bir toplumsal dönüşüm yaratmaktan uzaktır. Oysa bu kaynakların önemli bir bölümü, özellikle dezavantajlı bölgelerde değer temelli eğitim programlarına yönlendirilirse, uzun vadede iş gücünün niteliği, sosyal uyum ve kurumlara duyulan güven önemli ölçüde artacaktır.
4. Özel Sektörün Rolü ve Sorumluluğu
İş dünyasının liderleri, sadece bugünün üretim kapasitesini değil, yarının nitelikli insan kaynağını da düşünerek hareket etmelidir. Çünkü yalnızca işyerlerinin değil, içinde yaşanılan toplumun da huzurlu ve güvenli olması, iş dünyasının uzun vadeli başarısını doğrudan etkiler. Bu nedenle iş insanları, yalnızca kurumlarının sürdürülebilirliği için değil; ülkenin geleceği için de eğitim alanına destek olmak zorundadır.
5. Sonuç ve Öneriler
Toplumsal ve kurumsal düzlemde karşılaşılan etik ve davranışsal sorunların büyük bölümü, temel değerler eğitiminin eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Bu bağlamda, şu öneriler geliştirilmiştir:
• Özel sektör, sosyal sorumluluk bütçelerini değerler eğitimi odaklı projelere yönlendirmelidir.
• Kamu-özel işbirliği ile yerel düzeyde yaygınlaştırılacak etik eğitim programları oluşturulmalıdır.
• Kurum içi eğitimlerde yalnızca mesleki yetkinlik değil, etik gelişim de hedeflenmelidir.
• Sivil toplum kuruluşları, bu sürecin taşıyıcı aktörleri haline getirilmelidir.
Toplumsal kalkınma ve kurumsal sürdürülebilirlik için değerler eğitimi, ertelenemez bir zorunluluk olarak ele alınmalıdır.
Kaynakça
1. Schwartz, S. H. (2012). An Overview of the Schwartz Theory of Basic Values. Online Readings in Psychology and Culture, 2(1), 1–20.
2. Lickona, T. (1991). Educating for Character: How Our Schools Can Teach Respect and Responsibility. Bantam Books.
3. UNESCO (2015). Global Citizenship Education: Topics and Learning Objectives. Paris: UNESCO Publishing.
4. Kaya, Y. (2020). İş Dünyasında Etik Değerler ve Kurumsal Sosyal Sorumluluk. İş Ahlakı Dergisi, 13(2), 113–130. 5. Çelik, V. (2017). Eğitimde Değerler ve Değerler Eğitimi. Pegem Akademi